21 Haziran 2015 Pazar

Şehir Günlükleri /19.06.2015



    Birkaç şerit, bütün olasılıkların trigonemetrik grafiklerle hesaplanmadığı kuantif ve dönüşümlü güneş ışınlarını zerrelere bölerek kutsallaştırıyor. Rüzgar bir kayın ağacını odun borularında hissederken yüzümde kırılan fraktalları unutuyorum. Ne zaman yola çıktığımı 'buraya' nasıl geldiğimi de hatırlamıyorum. Benliğin yitimiyle beraber hücrelerin adhezif dokularından ayrılarak asfaltın kendisi olması ve yolun yeniden yaratımı şaşırtıcı değil. Akışkan. Rüzgar çok hızlı akıyor tıkanıklığını gizlemeyen şehir damarlarında. Erozyonların kesildiği gün doğumlarında arananları küçültenler ve melankolik kafatasları milyarlarca bir' içinde evriliyor. Yaban, bütündür. Bölünen bir salise gerisinde toz bulutları bırakır. His yitimi. Hezeyan. Deneyimlerimi zincirledim, açık bir bulut kadar berrakça sürtünüyor kendine. Enerjisinin plank sabitinden haberi olmayan ışınları aydınlatıyor, uzatıyor. Birkaç isimsiz uzun şerit her lekeyi denizleştirip yakıyor. Kül yok. Yolcu sahiplenebildiğim tek kelimeyken; kaldırımları nereye saklayabilirler? Atomik boşluklarda hava akımından da öte bir teni sıvılaştıran bu bütünüyle yapay ve yitik insanlar, saçlarımı dalgalandırıyor. Bir yıldız ömrünü tamamlıyor ve yerini entropinin kesik zafer çığlıkları alıyor. Bütün bunları seyrederken şahit olmanın huzurlu gülümsemesiyle sakin, çılgın ve arzularını masaya koyup yuvarlayan bir adamım. Şehir seyyahlarına göre bütün binalar çınar ağacı, insanlar ise koşuşturan tavşancıklardır. Yine tavşancıklardan ve zamandan başka bir şey biriktiremiyorum. Bütünlük yürüyor. Yolun üzerimden geçişini ve bilinmeyene doğuşunu izliyorum.



18:40

19.06.2015


Taksim Gezi Parkı



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder